Merhaba, ben Aylin. Kocaeli’nin huzurlu köşesi Gölcük’te yaşıyorum, denizin ve doğanın iç içe olduğu bu güzel yerde her gün yeni bir renk, yeni bir ilham kaynağı buluyorum. Modaya olan düşkünlüğüm, çocukluğumdan beri var. Rengârenk kıyafetler, desen desen aksesuarlar hep ilgimi çekmiştir. Gözlerimdeki yeşil ve mavi tonları, ne giyeceğime karar verirken her zaman en büyük yardımcılarım olmuştur. İnsanlar bana “renkli gözlü kız” der, bu da benim neşeli ve renkli ruh halimi yansıtır aslında.
Uzun boylu ve alımlı bir kadın olmak, özellikle modayı takip ederken avantaj sağlıyor. En son trendleri takip edebilmek ve bunları kendi tarzımla birleştirebilmek benim için büyük bir zevk. Ancak, modanın yanı sıra sanatın başka dallarına da merakım var; resim yapmak en büyük tutkularımdan biri. Tuval ve fırçalarım olmadan bir günümü bile düşünemiyorum. Renkleri, fırça darbeleriyle tuvalde hayat bulurken izlemek, adeta meditasyon gibi. Ayrıca bu son zamanlarda yaşadığım gölcük escort kadın deneyimlerini de tetikleyen bir form yaratıyor.
Tiyatro okumam ise tamamen tesadüfi başladı. Bir gün, yerel bir tiyatro grubunun afişini gördüm ve denemek istedim. O günden beri tiyatro benim için vazgeçilmez bir tutku haline geldi. Sahneye çıkmak, farklı karakterlere bürünmek, duyguları izleyicilere aktarmak… Tüm bunlar, hayatıma bambaşka bir perspektif katıyor. Rol yaparken, günlük hayatın dışına çıkıp, başka birinin hayatını, düşüncelerini, duygularını yaşamak, gerçekten büyüleyici.
Gölcük’te yaşamak, tüm bu tutkularımı besleyen sakin bir liman gibi. Bir yandan işlek bir şehir hayatı sürüp, diğer yandan doğanın ve sanatın içinde kaybolabiliyorum. Sahilde yürüyüşler yaparken kafamı topluyor, yeni fikirler buluyorum. Bazen denizin maviliği, bazen ormanın yeşili… İlham her zaman etrafımda.
Bu küçük şehirde yaşamanın verdiği sakinlik ve topluluk duygusu, bana insanların nasıl daha sıcak ve samimi olabileceğini öğretti. Her ne kadar küçük bir yer olsa da Gölcük, hayallerimi ve hedeflerimi gerçekleştirmek için bana sonsuz imkanlar sunuyor. Ve ben, her bir günüme renk katmaya, hayatımı sanatla, modayla ve tiyatroyla doldurmaya devam edeceğim. Hayatımın her anı, benim için büyük bir sahne ve ben bu sahnede en güzel rolümü oynuyorum.
Gölcük, benim için bir cennet köşesi. Deniz kenarında, İzmit Körfezi’nin incisi, her daim taze havası ve sessizliğiyle beni büyüler. Yeşil ve maviyi bir arada görmek isteyenler için birebir. Kocaeli’nin bu şirin ilçesi, sanki benim iç dünyamın bir yansıması gibi.
Günlerim genellikle sahilde başlar. Donanma Caddesi boyunca uzanan yürüyüş yolum, beni Değirmendere’ye kadar götürür. Bu güzergah, sabahları zihnimin arınması için mükemmel. Denizin o eşsiz mavisine karışan yeşil tezatı, içimdeki sanatçı ruhu daha da canlandırır. Gölcük’te denizin yanı sıra, tabiatla iç içe olabileceğiniz birçok park ve piknik alanı var. Özellikle Kavaklı Sahili, ailelerin ve arkadaş gruplarının hafta sonları için vazgeçilmez bir buluşma noktası.
Bir ressam olarak, bu güzellikleri tuvale dökmemek elde değil. Gölcük Tabiat Parkı’nda, doğanın içindeki o sessiz ve huzurlu atmosfer, bana ilham veriyor. Burada, gölün kenarına kurulup, ördekleri izlerken fırçamı sallamaktan daha keyif aldığım az şey vardır. Özellikle sonbaharda, yaprakların sarıya ve kızıla dönüşü, adeta doğal bir palet sunuyor.
Bir de Gölcük’ün tarihi dokusu var ki, o da beni bambaşka diyarlara götürüyor. İngiliz Mezarlığı, tarihin sessiz tanıklarından biri olarak kalmış. Bu tarihi dokunuşlar, kent hafızası için de büyük önem taşıyor. Gölcük’te tarihle iç içe olmak, geçmişle bağ kurmamı sağlıyor. Tarihi yapılar, eski zamanlardan kalan evler, dar sokaklar… Bunların her biri, bir tiyatro sahnesi gibi geçmişin hikayelerini fısıldar.
Gölcük’teki en özel yerlerden biri de Karamürsel Sepeti üretim yerleri. Burada yapılan el işçiliği, göz kamaştırıcı ve o kadar incelikli ki, bu sanat eserlerini görmek bile başlı başına bir etkinlik. Hem yerel halkın yaşamını yakından görebiliyor, hem de el emeğinin değerini bir kez daha anlayabiliyorum.
Ve tabii ki Gölcük Deniz Ana Üssü, buranın en büyük işverenlerinden biri. Üs, şehrin tarihinde önemli bir yer tutuyor ve birçok insan için geçim kaynağı. Deniz Kuvvetlerimizin bu denli yakınında olmak, gurur verici.
Hafta sonlarım genellikle Gölcük’ün sakin caddelerinde, küçük kafelerinde veya el işi pazarlarında geçer. Her zaman yeni bir şeyler keşfetmeye açık oluşum, bu küçük ama etkileyici şehirde yaşamanın getirdiği avantajlardan biri. Her köşesi ayrı bir hikaye, her sokak başı ayrı bir fotoğraf karesi.
Gölcük’te yaşamak, sadece göz alıcı manzaraları ve huzurlu yaşamı değil, aynı zamanda benim gibi sanat ve kültür meraklıları için bir ilham kaynağı. Şehrin bu benzersiz atmosferi, beni her gün daha da içine çekiyor ve herkesin de şükranla doluyorum. Bu güzel yerde yaşadığım için ne kadar şanslı olduğumu her gün bir kez daha anlıyorum.